“Çay koydum, gel” adlı çalışmama (ürüne buradan ulaşabilirsiniz) baktığımda gözüme ilk çarpan, çerçevedeki tüm pullara şöyle bir baktıktan sonra yine bakışlarımın üzerinde toplandığı, 1979 çıkışlı, Sovyet Rusya’ya ait bu posta pulunu seçtim hikayesini kovalamak ve sizlerle paylaşmak için.
Sovyet Rusya posta pullarını en az astronomi ve devrim temaları kadar süsleyen “ünlü tablolar”, kültürde iz bırakmış ressamlarla tanıştırıyor bizi. Çerçevemin bakışları üzerinde toplayan bu pulu da, ressam Kyriak Kostandi’yi böylece takdim ediyor.
Kyriak Kostandi, 1852’de Odessa yakınlarındaki (bugünkü Ukrayna’da) Dofinovka’da Yunan asıllı fakir bir balıkçı ailesinin dokuz çocuğunun altıncısı olarak dünyaya geldi. Babası Konstantin Kostantidi Vasilketi, Santorini Adası’nın yerlisiydi. Söylentilere göre Karadeniz’e açıldığı bir sırada korsanlar tarafından rehin alındı. Kaçmayı başaran Vasilketi, Dofinovka’ya yerleşti ve balıkçı bir ailenin kızı ile evlenerek başladı balıkçılığa.
Dokuz yaşındayken babasını kaybeden Kyriakou, para kazanmak için Odessa’ya gitti. Önce bir bakkalda, ardından da bir şarap mahzeninde işe başladı. Kyriak’ı hayata bağlayan, boş kaldığı her an tezgaha tebeşirle, duvarlara karakalemle yaptığı çizimlerdi. Çocukluğundan beri resim yapmayı seven Kyriak bir keresinde: “Resim yapmamda neyin itici güç olduğunu söylemeye cesaret edemiyorum; ama sanırım ailemin yaptığım resimleri severek duvarlara asması bana ilk ivmeyi verdi, ve çizmeye ilgi duymamı sağladı.” demişti.
Kyriak’ın çizdiği eskizleri gören fotoğrafçı Bullov, genci stüdyosunda çalışması için davet etti. İki yıl burada çalışan Kyriak, 18 yaşında Odessa Güzel Sanatlar Derneği’nin Pazar okuluna başladı. Üç yıl sonra final sınavlarında gümüş madalyayı kazandı. Sanat Okulu’na girmeyi hayal ediyordu ama parası yoktu bunun için.
Şans yüzüne güldü Kostandi’nin. Ressam Ivan Ayvazovski ile tanıştırıldı; ve çizimleri beğenen Ayvazovski, Sanat Okulu’na “Kirilo Kostandi’nin işlerine dikkat etmelerini” isteyen bir mektup yazdı. Giriş sınavlarını başarıyla geçen Kostandi, okula kabul edildi. Mezuniyetinden ölümüne kadar Odessa Çizim Okulu’nda akademisyen olarak ders verdi.
Çalışmaları belirli bir evrim geçirdi. Eleştirel gerçekçilik ruhuyla yaratılan ilk çalışmalardan (1880), hafif bir hava, zengin renkler, dokuların ince aktarımı ile yarattığı eserlerini izlenimci özgür resim tarzına dönüştürdü. (1890-1900’ler)
Kostandi’nin de güçlü savunucularından olduğu “The Wanderers”; akademik kısıtlamaları protesto eden bir grup Rus ressamın oluşturduğu sanatçı kooperatifiydi. 1870'ler - 1890'lar arasında, “The Wanderers” ın fikirlerinin yayılması, kırsal kesimdeki sınıf tabakalaşmasını, çoğu köylünün yoksulluğunu, kent işçilerinn sefil hayatını dönem resimlerinin çoğunun teması haline getirdi.
Burada başrolümüz olan posta pulu üzerindeki resim, Kostandi’nin 1885’de resmettiği “İnsanlar Arasında (In people)” adlı, şu an Kiev'deki Ukrayna Ulusal Sanatlar Müzesi'nde sergilenen çalışması. Köyden kente iş bulmak ve yoksulluktan kurtulmak isteyen gençlerin yoğun göçünün olduğu dönemde, tüm eşyasını basma kumaştan bir çuvala sığdırıp yanına oturtmuş, cam kenarını kendisine ayırarak yeni hayatına giden yoldan gözlerini ayıramayan genç köylü kızı özne olmuş Kostandi’ye. Yoldan gözlerini ayırmıyor gibi duruyor kızımız, ama izleyen bakışlar yerine donup kalmış bakışlarla birlikte. Gözleri, ardında bıraktığı köyü için ıslanmaya hazır beklerken, elleri “Ne yapacağım şimdi” diyerek gözyaşlarını geri itmeye çalışıyor. Trenin karanlık atmosferini aydınlatan tek nokta olan pencere, yeni hayata açılan aydınlık sayfanın sembolü.
Yoğun akademik hayatına devam eden Kyriak Kostandi, 1917'de Odessa Sanat Müzesi direktörlüğüne atandı. Çalışma temposuna doktorların ısrarına rağmen ara vermeyen Kostandi, Ekim 1921'de hayatını kaybetti.
Yetiştirdiği birçok öğrencisi Kostandi hakkında değerli demeçler verdi. Bir biyografisinde "Kostandi'de bir öğretmenin sabrı, bir eğitimcinin aklı ve bir ressamın yeteneği bir araya geldi." yazıldı.
Dipnot: Uzun yolculuklarda pencere kenarı koltukları istememizin bir sebebi de, hayatımızda olan bitenin aydınlıkta ortaya dökülmesine izin verdiğimiz bir sahne yaratmamız o pencerede belki :)
Kaynaklar:
Commentaires