top of page

Hedda Gabler: Dün, bugün, ya yarın?




Odağında kadınlar olan pulları derlediğim çerçevemdeki (ürünü buradan inceleyebilirsiniz ) başrol oyuncuyu seçmek epey zor oldu ve nihayetinde bu rolü gerçek bir aktrise vermeyi seçtim.



Gördüğüm an merakla hikayesinin peşine düştüğüm bu pul ile, Alman oyuncu Louise Dumont ve taçlandırdığı efsanevi oyun Hedda Gabler, bir kez de Pul Magazin’de ölümsüzlüklerini dile getirecekler.




1976 Almanya basımı pul, Alman aktrisler pul serisinin üyesi. Medea, Sappho, Macbeth ve Hedda Gabler oyunlarının ilk sahnelendiği dönemlere damgasını vuran ve bu pul serisi ile hatıralarına selam gönderilen kadın oyunculardan Louise Dumont’u Hedda Gabler ile birlikte anacağız.

Alman aktrisler pul serisi, Almanya 1976

Louise Dumont

Hedda Gabler, Norveçli yazar Henrik Ibsen tarafından 1890’da yazıldı. Döneminin gerçekçi yazarı Ibsen, Hedda Gabler ile birlikte modern dramaya ve 19.yüzyıl tiyatrosuna damgasını vurdu. Oyun gösterime girdiği dönemde ahlak yapısına uymadığı görüşü ile oldukça tepki topladı. 1891’deki dünya prömiyeri Münih’te Henrik Ibsen’in de katılımıyla sahnelendi.


Hedda’ya hayat veren Louise Dumont, oyunculuğu küçük yaşlarında düşlemeye başlayıp uğrunda ısrarla çalışarak mesleği haline getirdi. Babası oyuncu olmasını istemediği için annesinin soyadını aldı (Dumont) ve farklı tiyatrolarda gidebileceği tüm oyun seçmelerine gitti. Başarılı oldu ve ilk derslerini almaya başladı. Taşra oyunları ile başlayıp, akabinde Berlin, Viyana, Moskova ve St. Petersburg’daki oyunlarda sahne alarak ismini duyurdu. Louise en büyük başarılarını Ibsen oyunları ile kazandığı için Ibsen aktrisi olarak da anıldı.


Ibsen’ın Hedda Gabler’ı o kadar klasikleşti ki, Hamlet ’in kadın versiyonu olarak görüldü. Peki döneminde bu kadar eleştiriye maruz kalıp da, nasıl bir klasiğe dönüşebildi oyun? Hedda yıllar boyu bu anti-kahraman imajıyla nasıl sarstı seyirciyi?






“Yirmi dokuz yaşında. Yüzü ve tavrı incelik ve seçkinlik gösteriyor. Teni solgun ve donuk. Çelik grisi gözleri soğuk, kıpırtısız bir sükûnet ifade ediyor. Saçları hoş bir kahverengi ama gür değil. Zevkli ve hafif bol bir sabahlık giymiş.” cümleleri ile tanıştırır Hedda’yı bizlerle Ibsen. Hedda Gabler ve akademisyen eşi George Tesman'ın, altı aylık balayından döndükleri evlerinde başlar ilk sahne.


Hedda saygın bir genaralin kızıdır ve Tesman ile toplumun öngördüğü evlilik yaşını geçmek üzere olduğu için evlenmek durumunda kalmıştır.






Ingrid Bergman (Hedda) ve Micheal Redgrave (George) Hedda Gabler, 1962

Tesman’ın çok düşkün olduğu halası Julia, çifti ziyarete gelir. Hedda zarif sabahlığıyla göründüğü bu ilk sahnede, halaya oldukça kaba ve küçümseyici davranır. Julia halanın gidişinden sonra Hedda’nın eski okul arkadaşı Bayan Elvsted eve gelir. Tesman’lara, George’un akademik alandaki rakibi Eliert Lövborg’un alkol bağımlılığı tedavisini bitirip kasabaya geri döndüğünün haberini getirmiştir. Bayan Elvsted Hedda’ya artık eşini sevmediğini, bay Lövborg’a gönülden bağlı olduğunu ama kasabaya döndükten sonra tekrar alkole başlamasından endişelendiğini anlatır. Bayan Elvsted’in ayrılması ile eve yargıç Brack gelir. Çifte, Lövborg’un yeni kitabının çok beğenildiğini, Tesman’ın düşünüldüğü profesörlük kadrosu için Lövborg ile de görüşeceklerini söyler. Hedda yargıç ile yalnız kaldıkları bir anda, ömür boyu tek kişi ile birlikte olma fikrini sorguladığını, canının çok sıkıldığını, etrafta aynı dili konuşabildiği kimse olmadığını, Brack’ı kendisine yakın bulduğunu ve bu sebeple Brack’a evliliği süresince kendisine eşlik edebileceğini umduğunu ima eder.



Cate Blanchett (Hedda Gabler), 2006

George Tesman, Brack’ın düzenlediği bir partiye katılacaktır. Bu sırada Eliert Lövborg gelir. Lövborg ile Hedda’nın konuşmaları sırasında bir zamanlar sevgili olduklarını ve sonra uzaklaştıkları anlaşılır. Lövborg Hedda ile yeniden arkadaş olmak ister. Bayan Elvsted geldiğinde, Hedda iki taraftan da öğrendiği bilgileri Lövborg ve Elvsted’e anlatır. Bayan Elvsted’in, Lövborg’un tekrar içmeye başlamasından korktuğunu da söyler. Elvsted’in Eilert üzerindeki etkisini kıskanan Hedda, aralarına girmeyi umarak İçki sorununa rağmen, Eilert'i George ve ortağı Yargıç Brack'e eşlik etmesi için partiye gitmeye teşvik eder. Bunun üzerine Lövborg da Brack’ın partisine gitmeye karar verir. Yeni kitabının el yazmasını Tesman’a okuyacaktır.



Demet Evgar (Hedda Gabler), 2019

Hedda ve Bayan Elvsted bütün gece Tesman ve Lövborg’un dönmelerini bekler; ancak sabaha karşı tek dönen Tesman olur. Yanında Lövborg’un sarhoşken yere düşürdüğüel yazmasını da getirmiştir. Tesman kitabı Hedda’ya bırakır ve ölüm döşeğindeki akrabasını ziyarete gider. O esnada gelen Brack, Lövborg’un kitabını çaldıklarını öne sürerek bir grup kadına saldırdığını iletir.


Kısa bir süre sonra Lövborg gelir ve el yazmasını kaybetmediğini; ama binlerce parçaya böldüğünü söyler. Bayan Elvsted, Lövborg’un kendi kendine zarar verdiğine kızarak gider. Lövborg gitmeden evvel Hedda’ya kitabı kaybettiğini itiraf eder. Hedda kitabın kendisinde olduğuna dair hiçbir şey söylemez, hatta Lövborg’a babasının tabancalarından birini verir ve onu neredeyse intihara teşvik eder. Lövborg gittikten sonra, Hedda kitabı yakar.



Cate Blanchett (Hedda), 2006

Bayan Elvsted gelir ve Tesmanlara, Lövborg’un hastanede olabileceği haberini verir. Brack geldiğinde Lövborg’un göğsünden vurulduğu ve ölmek üzere olduğu haberini verir. Bayan Elvsted kitabın karalama notlarının kendisinde olduğunu söyler ve George Tesman’la beraber onları düzenleme işine girişirler. Brack, Hedda’ya gizlice Lövborg’un kendini vurmadığını, bir genelevde başkasının kendisini yaraladığını söyler. Hedda, yargıç Brack'den Eilert'in ölümünün dağınık ve muhtemelen kazara olduğunu öğrenince şok olur; bu "saçma ve aşağılık" ölüm, Hedda'nın onun için hayal ettiği "güzel ve özgür" ölümle çelişmektedir. Brack, Lövborg’un üzerinden çıkan tabancanın Hedda’ya ait olduğunu bildiğini, eğer bildiklerini ifşa ederse Hedda hakkında bir skandal çıkacağını söyler ve üstü kapalı bir şekilde Hedda’ya kendi istediklerini yaptıracağını ima eder. Brack’ın kontrolü altına giremeyeceğini fark eden Hedda, yan odaya geçer ve kendini vurur. Evdekiler silah sesini takip ederler ve Hedda’nın cansız bedeni ile karşılaşırlar. Brack, çığlıklar içindeki George’a “İnsanlar böyle şeyler yapmaz” der ve perde kapanır.



Ingrid Bergman (Hedda), 1962

İlk perdeden son perdeye kadar bu oyun tam bir çığlık. Sessiz başlayan çığlığını etrafı ile alay ederek bastıran, can sıkıntısından, aynı dili konuşabileceği kimse olmamasından yakınan, tek bir insanla “bir ömür boyu” birlikte olmayı sürekli sorguladığından bahseden, duygularına eşlik edecek birine ve özgürlüğe ihtiyacı olduğunu ima eden Hedda, son perdede çığlığını ateşleyerek patlatıyor. Oyunun sergilendiği ilk yıllarda Hedda “ahlaksız, bencil, hastalıklı, zalim, yozlaşmış, kıskanç, deli gibi bir şey” gibi yorumlanırken, günümüze gelindiğinde ruhsal çıkmazlar, nevrozlar daha sık görülür ve tanınabilir hale geldiğinden tepkiler sakinleşiyor. Charles Isherwood Hedda için “kehribar içindeki akrep” benzetmesini yapıyor New York Times’daki makalesinde. (Haziran 2009) Sert ve dayanıklı, süs eşyası olarak kullanıldığı için aynı zamanda şık kehribar ve içerisinde hapsolmuş akrep... Akrebin tehlike anında kendi canına son vermesi ile Hedda’nın son perdesi gerçekten etkileyici bir benzerlik.



Eve Best (Hedda), Benedict Cumberbatch (George), 2005

Hedda Gabler defalarca sahnelenmiş olmasına rağmen karakterin gizemi hiç kaybolmamış. Hedda’ya hayat veren Ingrid Bergman, Cate Blanchett, Demet Evgar, üç ayrı çarpıcı örnek buna. “Sevilmeyen bir karakter aracılığıyla seyirciyi büyülemek tam bir meydan okumadır” diyor Isherwood aynı yazıda. Kadrodaki bir tanıdık yüz de, 2005’te George Tesman’ı canlandıran Benedict Cumberbatch.




Ingrid Bergman (Hedda), 1962

Oyunun son cümlesi olan “İnsanlar böyle şeyler yapmaz.” Hedda’nın kendini ifade edemediğinin acı bir özeti. Hayatına son vermesinin üzücülüğünden bahsetmiyorum elbette. Eylemleri sadece kendi gördüğü ve algıladığı gibi değerlendiren bir toplum, kişisel ifade biçimlerinin özgürlüğünü kısıtlamaya ve çözümsüzlük ile biten hikayelerin artmasına katkıdan başka bir şey sağlamıyor.




Dipnot: Hedda Gabler’in zamansız bir oyun olması, biraz yürek burkuyor bana göre. Hedda’nın yaşadığı toplumsal baskı yüzünden sevmeyerek evlenmek zorunda kalması, dile getiremediği iç sıkıntıları, kendini aynı mekan içerisinde gitgide yalnızlaştırması, bugün baktığımızda da toplumumuzda var olan kadın sorunlarından. Umuyorum sahnelenen yeni Hedda Gabler versiyonlarında baş kahramanın seçtiği yolu artık bir toplumsal sorun olarak görmüyor oluruz.



Cate Blanchett (Hedda), Hugo Weaving (Brack), 2006


Kaynaklar:


  • The Collected Works of Henrik Ibsen Hedda Gabler, The Master Builder, William Archer, 1909

  • Hedda Gabler Burada: Bir Sahneleme Okuması İçin Kavramlar Üstüne İlk Çalışma, Mehmet Birkiye

  • Hedda Forever: An Antiheroine for the Ages, Charles Isherwood, 2009

  • Hedda Gabler, Micheal Billington, 2005

  • Amaçsızlığın Trajedisi: Hedda Gabler! , Sema Elcim

  • Hepimizin İçindeki Karanlık: Hedda Gabler, Günsu Özkarar

64 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page